Rohingyalar Güzeldir
Bölüm 12:
|
![]() |
Tayland savaş helikopterlerinden atılan yardım ve gıda malzemelerine ulaşabilmek için soğuk suya atlamak zorunda kalan Rohingyalar. |
Dünyanın dört bir yanında, uçsuz bucaksız topraklar bomboş duruyor ama tüm dünya, bu bir avuç insanı barındıracak bir yer bulamıyor. İnsanlık açısından daha da dramatik olanı ise, bu insanlara yardım ulaştırılırken de, gıda ve yardım malzemelerinin helikopterlerden doğrudan teknelerin bulunduğu sulara atılması. Günlerdir aç ve susuz kalan bu insanların gönderilen yardımlara ve yiyeceklere ulaşmak için soğuk suya atlamaları gerekiyor... Tekneleri batmak üzereyken kurtarılan ve Endonezya'nın Langsa limanındaki ambarlarda kalmalarına izin verilen göçmenler ise, bir lokma yemek için birbirleriyle mücadele ediyorlar. Bu hayatta kalma yarışının sonucunda ise, 100 kişi hayatını yitiriyor...
Bu, nereden bakılsa insanın içini titreten bir durum. Artık dünyanın bu gidişata dur demesinin ve bir çözüm bulmasının zamanı gelmedi mi? Malezya ve Tayland'ın ileri sürdüğü gibi, "Arakan Müslümanlarını geldikleri yere gönderelim" demek bir çözüm yolu olabilir mi? Ya da vicdana uygun olabilir mi? Elbette hayır. Tam aksine bu yaklaşım, onları ölüme göndermek anlamına gelir. Kimse böyle bir cinayete ortak olmamalı. Onları geri göndermek yerine, bu insanlara boş arazi verseler, ekecek toprakları ve besleyecek hayvanları olsa, kimseye yük olmadan şimdiye kadar yaşadıkları gibi, sessizce hayatlarını idame ettirebilirler.
![]() |
Masum insanların susuz, yiyeceksiz, ilaçsız bırakılmalarını; yaşayacak bir karış toprak parçası dahi bulamamalarını hiçbir vicdan kabul edemez. |
Bir ülkede insan hak ve özgürlüklerine yönelik bir sınırlama olduğunda pek çok Batı ülkesi bu duruma sert tepki gösterir. Ancak çok vahim durumda olan Arakan Müslümanları için, bu ülkelerin, kayda değer bir çaba göstermediklerini görüyoruz.
Doğaya gelecek bir zarar söz konusu olduğunda dünyayı ayağa kaldıran, bir yunus balığı karaya vursa onu kurtarmak için her türlü teknik imkanı devreye sokan, yeşili korumak için maksimum düzeyde titizlenen Batı kamuoyunun, söz konusu insan canı olduğunda, çok daha duyarlı ve vicdanlı hareket etmesi gerekir. Myanmar ve benzer ülkelerdeki bazı zalim yöneticiler, dünya kamuoyundan siyasal veya toplumsal baskı görmedikleri sürece, zulüm ve baskılarını artırarak devam ettiriyorlar. Buna engel olmanın yolu, öncelikle herkesi olan bitenler hakkında bilgilendirmekten geçmektedir. Dünya kamuoyunu vicdanlı olmaya çağıran, zulümleri herkese doğru ve objektif olarak anlatan bir faaliyetin, Batı kamuoyunu harekete geçirebileceği ve bunun da Myanmar gibi rejimleri oldukça rahatsız edeceği ortadadır.
![]() |
Şeytan, sizi fakirlikle korkutuyor ve size çirkin -hayasızlığı emrediyor. |
Arakan sorununun çözümü için İslam dünyası da ciddi bir birlik ruhu içinde hareket etmelidir. Kardeşlerinin göz göre göre yaşamlarını yitirmesini hiçbir Müslüman asla kabul edemez. İslam ülkeleri bu konuya titizlikle yaklaşmalı ve yaşanan insanlık dramının derhal son bulması için Myanmar yönetimine baskı yapmalıdır. Bunun için İran, Türkiye, Pakistan, Mısır gibi ülkelerin birleşik bir donanma ile Güneydoğu Asya sularına doğru yola çıkması, Myanmar hükümeti için caydırıcı bir girişim olabilir. Nitekim geçtiğimiz günlerde Myanmar savaş uçağından düşen bomba nedeniyle dört Çinli'nin hayatını kaybetmesi üzerine Çin'in, Myanmar'a, "Böyle bir olayın tekrarı durumunda sert müdahalede bulunulacağını" açıklaması oldukça caydırıcı olmuştu.
İşte Arakan Müslümanlarına Myanmar yönetiminin sert davranmasının nedeni de budur, kimse bu zulme "Dur" dememekte, kimse Arakan Müslümanlarına gerektiği gibi destek olmamaktadır. Müslüman dünyası da caydırıcı bir tepki göstermediği için, zulmü uygulayanlar, bu mazlum insanları ezmekten çekinmemektedir. Bu nedenle Müslüman ülkelerin, Arakanlı kardeşlerimize sahip çıkmaları ve Myanmar yönetimi üzerinde siyasi, ekonomik ve toplumsal bir baskı uygulamaları oldukça etkili olacaktır.
Müslüman ülkelerin önderliğinde mültecilere insani yardım ulaştırılması ve hastaların oradan tahliye edilerek çok iyi bakılacakları hastanelere yerleştirilmeleri şarttır. Aksi takdirde yeni ölümler meydana gelecek ve sayı giderek artacaktır.
Aynı şekilde elbette ki Batılı ülkelerin de Myanmar üzerindeki imtiyazlarını kullanıp oradaki masum insanların kurtulmasına vesile olacak girişimlerde bulunmaları gerekir.
Arakan sorunu asla bölgesel bir mesele olarak düşünülmemelidir. Masum insanların susuz, yiyeceksiz, ilaçsız bırakılmalarını; yaşayacak bir karış toprak parçası dahi bulamamalarını hiçbir vicdan kabul edemez. Dünyanın bir bölgesinde deprem ya da sel gibi bir doğal afet yaşandığında, her ülke elindeki imkanlarla afetzedelere yardıma koşmaktadır. Bunun örneğini geçmişte pek çok defa gördük. Hatta araları soğuk olan ülkeler dahi böyle bir durum yaşandığında birbirlerine yardım eli uzatmaktadırlar. Demek ki insanlar ve devletler, istedikleri takdirde bu dayanışmayı sergileyebilmektedir. İşte şimdi de böyle bir yardımlaşma ve dayanışma örneği göstermenin tam zamanıdır.
İnsanlar, kurum ve kuruluşlar ve de devletler beraberce seslerini yükselttikçe, Myanmar yönetimi hızla geri adım atarak ya Arakan Müslümanları üzerindeki baskıyı kaldırıp onlara vatandaşlık hakkı tanıyacak ya da adaletsiz uygulamalarını hafifletecektir. Bu kamuoyunun oluşması için gereken duyarlılığı gösterip sorumluk almak hepimizin üzerine düşen bir insanlık görevidir.
![]() |
Sizden, faziletli ve varlıklı olanlar, yakınlara, |